Konu: ..:::Korku Etütü:::.. Cuma Ara. 05, 2008 9:46 am
Birkaç arkadaşımızın da bildiği gibi bi başka sitede senaryo yazıyordum.Senaryoma artık buradan devam edicem.Tabi beğenirseniz Bu geçmiş bölümleri.Yeni bölümüde yakında koyarım...
Alıntı :
Çok sevdiğim cinayet romanlarımla gelişen hayal gücüm beni böyle bi senaryo yazmaya itti.Yazdığım aşk senaryosu tutmadı.Buda benim aşk senaryosunu becermediğimi gösteriyor.Dedim ki acaba korku yazsam tutar m?İnşallah tutar diyorum ve aklımın yettiğince yazmak için kollarımı sıvıyorum.Bu yolda bana destek verirseniz sevinirim.
[size=medium]Aynı sitede oturuyor aileleri birbirlerini tanıyordu.Çocukları hakkında kararları hep birlikte verirlerdi.Bu yüzden hep aynı okullarda okumuş,aynı dershanelere gitmiş,aynı özel dersleri almış, vs vs.Birbirlerini görmeden bir günleri geçmezdi.Taki ÖSS sonucu açıklanana kadar.Sonuçları birbirlerinden kötüydü.Aileler konseyi toplanmış karar alınmıştı.Ev hapsi.Ama bu onları durdurmadı.O akşam kaçtılar ve maalesef ki yakalandılar.Aileler konseyi yine toplandı ve yine karar alındı..İletişimden uzak olcaklardı.Herşeyleri hazırlanmıştı.İşte asıl hikaye burda başlıyordu.Onları bir nevi ders saati olacak Şehirden çok uzaktaki orman evinde tutucaklardı.Hesapta olmayan yaşayacakları korkuda bu dersin etütüdür belki de......[/size]
[size=large]GÜLŞEN[/size]
Manken olmak istiyordu.O akşam kendi deyimiyle hayatının fırsatı olan bir defilede çıkmak için evden kaçmıştı.Hüsranlı sonu sahneye çıkamadan ailesinin gelmesiydi.Her ne kadar manken olmak istesede esasında çok sert biridir.
[size=large]MELİS[/size]
Hedefi şarkıcılıktı.Bi barda ailesinden gizli şarkı söylüyordu.Kaçış nedeni ise o akşam barda kendisini bir prodüktörün dinleyecek olmasıydı.Şarkısını söyleyebilmişti ama sonucu öğrenemeden ailesi götürmüştü.Gerektiğinden fazla sessizdir.
[size=large]NAZ[/size] Arkeolog olmak istiyordu ama kazanamamıştı.Karşısında kendisi için çok güzel bi fırsat vardı .Bi kazıda izleme hakkı kazanmıştı.Ama ne var ki ailesi avukat olmasını istiyordu.Kaçış gecesinde otobüse binerken yakalandı.Telefon manyağıdır ama ailesinin aldığı karala elinden düşürmediği telefonundan ayrılmak zorunda kalıcak.
[size=large]BERKER[/size] Hız tutkunudur.Tercihi otomobilden yana.Kaçış gecesinde ilk kez gerçek bir yarışta yer alıcaktı.Yarış başlamadan o da ailesine yakalandı.Üniversiteye gitmek istemiyordu .Tek derdi ünlü bir ‘’drift kralı’’ olmaktı.Ailesinin tıp hayali boşunaydı.Alacakları bu cezaylada çok sevdiği ,19 yaşında olmasına rağmen sürekli oynadığı bilgisayar oyunu ‘’Need For Speed’’ten de vazgeçmek zorunda kalacak.Farkında olmadığı bi yeteneğini zamanla fark edicek.
[size=large]BARIŞ[/size]
Berker’den bulaşmış bir huy olarak oda hız tutkunudur.Ama onun tercihi motordan yanadır.O da kaçış gecesinde yarışa başlamadan yakalanmıştır.Bu onunda çıktığı ilk gerçek yarış olacaktı.Ailesi her ne kadar işletme okumasını istesede onun üniversiteye gitmeye hiç niyeti yoktu.Ünlü bir motorcu olmak tek hayaliydi.
[size=large]GÖKHAN[/size]
Hayali ünlü bir dansçı olmaktı.O akşam yapılacak bir dans yarışması için seçmelere katılmaya gitmişti ve seçilmiştide.dışarıya çıktığında onu bir süpriz bekliyordu.Ailesi...Sonu malum ceza oldu.O koservatuvar okumak isterken ailesi siyasete atılmasını istiyordu.Babasının milletvekili olması bu işteki başlıca etken.
1. BÖLÜM
Annesi babası kapıdaydı.Vedalaşmayı bekliyorlardı ama Melis yine suskunluğunu koruyor sessizce yola bakarak Berker’i bekliyordu.
Buket: Kızım bak bu senin iyiliğin için.
Melis: Ne iyiliği ya çocuk mu kandırıyosunuz.19 yaşındayım ben.Bunun farkına varabilecek zekam da var.Hayatımın fırsatıydı ya.Belkide beğenicekti sesimi.Albüm bile çıkarıcaktım.Şimdi noluyo;Buket hanım ve Ahmet beyin istekleri doğrultusunda kampa gidiyoruz.
Buket: Kamp deil.Sadece siz olucaksınız .Koskoca ev.Irmak da var evin önünde.Sen seversin yüzmeyi.Ne güzel işte.
Ön kaputun üstüne oturmuş bekliyordu.Ağzında sakız,Gözünde güneş gözlükleri yine o umursamaz tavrını takınmıştı.
Mustafa: Berker!
Yavaşça gözlüğü yukarı kaldırdı ve umursamaz bir şekilde babasına baktı.
Mustafa: Arabayla gitmene izin verdik diye oralarda hıza devam etme.Benzin yok ,para yok.Benzini bitirirsen orda öylece kalırsın.İhtiyacın olduğunda gelemezsin.Telefon da yok, bilgisayarda.
Yine yavaşça kafasını yana çevirdi ve sakızı çiğnemeye devam etti.Nilgün hanımın gönlü elvermesede oğlunun iyiliği için bunu yapmak zorundaydı.
Nilgün: Hadi oğlum vedalaşalım da git ,bekletme kızı.
Berker ayağa kalktı.Kapıya yöneldi.Hizmetçinin elindeki valizi alıp bagaja koydu.
Berker: Ben Melis’i bekletmiyim.Kendinize iyi bakın.
Eşyaları hizmetçiler yerleştiriyorlardı.Barış’sa oturmuş televizyon izliyordu.
Barış: Ya peder(babasına bu sözü kullanır) boşuna taşıtma gitmicem ben.
Hakan: Gidiceksin.Hatta şimdi yola çıkıyorsun.
Barış: Gitmiyorum,gitmicemde.
Hakan: Gitmezsen motorun yüzünü rüyana görürsün.
Barış: Ne!!!
Hakan: Şimdi gidersin.Çalışır gelirsin.Sonra motorla istediğini yapabilirsin.
Barış: Tamam gidiyorum.
Bir anda ayağa kalktı çünkü biliyordu ki babası dediğini yapar asla yalan söylemez,kandırarak birşeyler yaptırmaya çalışmazdı.Gitmezsede birdaha motor yüzü görmeyeceğini de biliyordu.
Gülcan:Müzik setinden babanın haberi olmayacak ona göre.
Gökhan: Tamam tamam.
Ali: Neyden haberim olmayacak.?
Gökhan: Hiç işte öle.Hadi kendinize iyi bakın ben kaçtım. --------------------------------------------------------------------------------------------------------_
Buket: Hadi Melis,geldi çocuk vedalaşalım.
Melis: Ben bekletmiyim.
Annesine babasına sarılmadan bindi arabaya.
Berker: Naber?
Melis: Kötü sen?
Berker. Aynen.
Bir süre gittiler.
Melis: Sağdan döncemizi sanıyordum.
Berker: Salağa mı benziyorum sence.
Torpidoyu açtı.Orda bir miktar para vardı.
Berker: Bi depo benzinle kalcamı sanıyorlar şimdi.
Melis: Ohaaa.Kaç var orda?
Berker: Bilmem 800 falan.
Melis: Hepsine benzin mi alıcaksın?
Berker: Tabikide.
Melis: Saçmalama.
Berker: Alıyorum bile.
Petrole gelmişlerdi.Bu sırada Melis Berker’e yalvarmaktaydı kendisine gitar alması için.
Berker: Ya kızım saçmalama be bi gitar kaç para, ben ona kaç litre benzin alırım biliyon mu?
Melis yalvar yakar ikna etti.Ucuz bi gitar alıcaklardı.İknasıda tehdit sayesinde olmuştu.Bu sırada yola takıldı gözleri.5-6 yaşlarında bi kız çocuğu annesinin elinden tutmuş karşıya geçmek için bekliyordu.Saçları sarı,kıvır kıvırdı.Üzerinde beyaz bir elibise vardı ve o kadar kalabalığın içinde kolayca dikkat çekiyordu.
Berker: Çok şeker ya şuna bak.
Melis: Evettt.
Kırmızı yanmış, arabalar durmuştu.Küçük kız annesinin elini bırakıp yola yürüdü.Aradan sadece saniyeler geçmişti.Ama bu saniyeler hayattan o kadar şeyi götürmüştü ki.Yola bakıp kalmışlardı.Küçük kız öylece yatıyordu yerde.Ama vücudu tek parça halinde değildi.Bir kolu kopmuş ,kanlar içinde kızdan bir kaç metre uzaktaydı.Acı çekmiyordu çünkü çoktan ölmüştü.Boynundan kanlar fışkırıyordu.Aşırı hız yapan iki araba,belli ki yarışıyorlardı,önce biri daha sonra diğeri kızın üzerinden geçmişti ve geride bi et yığını bırakmıştı.Arabayla sürüklendiği için yüzü belli bile değildi.Gözünün biri dışına çıkmıştı.Sarı saçları artık kırmızı bir göldü.
Melis: Hadi gidelim.Çabukk
Berker birşey söyleyemedi.Arabaya bindiler.Sesi çıkmıyordu.Bir müzik marketin önünde durdu ve Melis’in gitarını aldı.Melis sevinçten boynuna atladığında bile tepki vermiyordu.Melis’inse söyleyecek bişeyi yoktu .Bu durumda ne diyebilirdi ki.Bi konu bulmalıydı.
Melis:Barışlar varmış mıdır eve?
Berker: Yok,bekleyeceklerdi.
Sustu ve yine birşey söylemedi .Arabayı çok yavaş sürüyordu.
Melis: Sen böyle yavaş sürmezdin.
Pot kırdığını şimdi anlamıştı.
Melis: Şey,pardon.
Hayatında ilk defa hızdan korkmuştu ama bu korku şehir dışına çıkana kadar sürdü.Barış’la Gökhan geride kalmıştı bile.Zaten Barış’ın uzmanlık alanı motordu.Birbirlerinden bihayli uzaklaşmışlardı.Yolun ortasında birşey görünce yavaşladı.
Melis: O ne öyle ya?
Berker: Bilmem.
İyice yavaşladı ve durdu.Gördükleri şeyin yanına vardıklarında çok şaşırmışlardı.Yolun bir ucundan bir ucuna varacak şekilde ,yarım metre eninde ,şerit halinde kan vardı.Garip tarafı kanın ucundada küçük bir kedi.Karnı yarılmış ve bağırsakları dışındaydı.Gözleri yoktu.Yerinde kan doluydu.Vücudunda jiletle kesilmiş gibi görünen yarıklar vardı ve burdan akan kanlar kedinin bembeyaz tüylerini kırmızıya boyamıştı.Yolun kedinin olduğu tarafı ağaçlarla kaplıydı.Diğer taraf ise dağ.Kedinin arkasında kurumuş yapraklar toprağın üzerini kapatıyordu.O tarafa doğru baktıklarında asıl dehşet sahnesiyle karşılaştılar.Melis çığlık atmamak için kendisini zor tutuyordu.....
~Admin~
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 29/11/08
Mesaj Sayısı : 186
Nerden :
Aktiflik Puanı:1186
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Cuma Ara. 05, 2008 9:50 am
OoOoO canımmmm burada devam ettiğine çokkkkk sefündüm valla:D
ybLerini bkLiyecez merakLa...Bu arada sen malum siteden banlandın mı?bn hatırlamıorum banlandığını:S
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 02/12/08
Mesaj Sayısı : 729
Nerden : mutlu insanlar diyarından
Aktiflik Puanı:1729
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Cuma Ara. 05, 2008 9:52 am
çok sevindim 2.sevdiğim bir senaryo daha burda devam ediyor süper
~Admin~
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 29/11/08
Mesaj Sayısı : 186
Nerden :
Aktiflik Puanı:1186
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Cuma Ara. 05, 2008 10:21 am
Evet en çok tutan senaryolar devam ediyoooo
yeni bölümleri beklioss canımm
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :
Allah'ın işine bak dier sitede en çok 3 senaryo okuyodum 2si burda 1ride yolda serenadın senaryosu oda koycak inş.
kıss melis bak burdada uyusluk yap döferimm hee zaten azcık üye var yorum yorum die tutturma koy yeni bölümlerii :D:D:D
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Aktiflik Puanı:1430
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 1:43 am
Ebru dur ya diğer bölümleri koymadım öldürüpte kurtulcan benden heralde
2. Bölüm
Önlerindeki kedi gibi bir kedi daha vardı.O kedinin biraz ötesinde bir kedi daha.O sırada Barış’larda gelmişlerdi.
Berker: Satanist falan mı bunu yapan acaba?Ne biçim bi ruh böyle ya.
Naz: Ay ya şerefsiz şu zavallılara naapmış ya.
Zavallı hayvancıklarda kediye benzer bir yön nerdeyse kalmamıştı.
Barış: Hadi şu diğerlerine bi bakalım.Kızlar siz durun burda.
Gökhan: Şey bende kalsam.
Berker: Töbe töbe ya.Tamam sende kal.Hadi Barış.
Diğer kedinin yanına gittiler.Aynı şekilde onunda karnı yarılmış bağırsakları dışarı çıkarılmıştı.Bu kedinin rengi siyahtı ve yine gözleri yoktu.’Çıkarılmıştı.Yerinde ise kanlar vardı.
Berker: İğrenç kokuyor.
Barış: Sen böyle öldürülsen sende böyle kokardın.
Berker: Öff midemi kaldırdın.
Biraz ilerideki kediye bakmaya gittiklerinde ise yüzlerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi birazda tiksinme vardı.Bu kedinin ilerisinde bir kedi daha vardı ve sanki kedilerle yol çizilmek istenircesine bisürü kedi aralıklı şekilde döşenmişti.Önlerindeki kedi bir öncekinden daha iğrenç gözüküyordu.Bununda karnı yarılmış bağırsakları dışına çıkarılmıştı ama diğerlerinden bi fark vardı.Midesi,bağırsakları parçalanmış,doğranmıştı.Bununda gözleri yoktu.Üstelik kafa deriside yolunmuştu.Berker’in çok sevdiği ,çok şirin bulduğu kediler artık onun için bi iğrençlik ifade ediyordu.O an beyninde şimşekler çaktı.Yoldan karşıya geçmeye çalışan küçük kızıda çok şirin bulmuştu ve sonrasında ise yüzüne bakmaya zor cesaret edebilmişti.
Berker: Gördüğüm her güzel şey böyle mi olucak?
Barış: Efendim?
Berker. Yok bişey.Hadi geri dönelim de kızlara söyleyelim.İlerisine de bakalım.
Kızların yanına geldiler.
Gülşen. Noldu?Gidiyor muyuz?
Barış: Yok ardı ardına kediler var ve hepsinde de acayip işkenceler uygulanmış.Yani anlicaan iğrenç.Biz bi bakalım diyoruz.siz gidin.Geliriz bakınca.
Naz: Ya manyağın birine denk geldiysek.Bişey yaparsa size?
Gülşen: Ama bakmazsakta olmaz.Hep beraber gidelim.
Barış: Ya hep beraber bakmanın ne anlamı var ki.At tarafı bi satanist bozuntusu var.Ufacık kedilerle uğraşıp duruyo.Bakıcaz o kadar.
Gülşen: Beraber bakıcaz dedimmm!
Barış: İyi be.Gelirseniz gelin.
Berker: Olum kızlar doğru söylüyo olabilir.ya bi manyağa denk gelirsek?
Barış: Harbi ya.
Berker: Var mı sende silah falan?
Barış: Bilmem vardır heralde.Babam teçhizatsız araba taşımaz biliyosun.
Naz: Ne silahı ya?
Barış: Hani varya böyle tetiğe basınca kurşun çıkar.İşte ondan.
Naz: Şu durumda hiç çekilmiyosun Barış.
Arabanın bagajını açtı.Bi kaç kutuyu karıştırdıktan sonra siyah bi kutu çıkardı.
Barış: Var abicim.Ama kurusıkı.
Berker: İyi bak olum baban sadece kurusıkıyla dolaşcak adam değil.
Barış: Öff ya tamam bakıyorum da babam bu arabayı pek kullanmazdı ki.
Berker:Ya Gökhan sende var mı?Baksana bi oralara.
Gökhan: Yok yok.Ben zaten korkarım.
Naz-Gülşen-Berker: Öffffffff
Berker: Olum milletvekili çocuğusun bi silah yok mu şimdi arabada.
Gökhan: Bilmiyorum ya ben korkarım öyle şeyden.
Berker: Yemez seni merak etme.Ben elini tutarım senin bişey olmaz.
Gökhan: Öff ya .Hiç dalga geçilcek durumda değilim.Tamam bakıyorum.
Barış: Sen bize laf yetiştiriyon da sen de var mı?
Berker: Ben tehlike adamıyım olum.Tabi var.
Gülşen. Tehlike adamıydın da kız çarpılınca keyfinden mi tırstın?
Berker sinirli sinirli Melis’e baktı.
Melis: Ya valla laf arasında şey oldu.
Berker: Ya hadi be Gökhan ne bulunmaz şeymiş şu.
Gökhan : Tamam .Buldum varmış.Gidelim.
Erkekler önde kızlar arkada yürümeye başladılar.Kediler bitmek bilmiyordu.Farklı farklı işkenceler yapılmıştı kedilere.Kimsinin dersi tamamen yüzülmüştü.Kimisininse bir kısmı.Bazılarınınsa sadece boynu kesilmiş.Bazılarını kafası gövdesinden ayrılmış,kafaya dokunulmamış,gövdede türlü türlü işkenceler.Hepsininde tek ortak noktası,gözleri yok.
Barış: Bunu her kim yaptıysa göz fabrikası açıcak galiba.Ne biçim bi ruh bu kardeşim ya.Ne istiyor şu garibanlardan?
Berker: Harbi bu iş sıkıcı olmaya başladı.Midem ağzıma doğru yaklaşıyo desem yeri.Bu ne ya.Kaç saattir kediye benzemez kedi leşi görmekten bıktım.
Bunu söylediğine pişman olmuştu.Şimdi karşısındaki görüntü daha da iğrençti;bir geyik.Ama bildiğimiz geyiklerden eser yok.Boynu kesilmiş etrafı hep kan olmuş.Boynuzunun bir tanesi yok.Vücudunda kedilerdekine benzer jiletle açılmış gibi yarıklar var ve karnı yine yarılmış.Bağırsakları ,midesi,karnı ;tamamen dışına çıkarılmışve doğranmış,yerinde ise sadece boyunları kesilmiş üç tane kedi var.İnsanı çıldırtan kısmı bununda gözleri yok.
Berker: Ya kardeşim bu ne ya.Kim yapıyosa boncuk boncuk gözlere hastamıymış.Ulan a................................... Nerdesin lan.Çık ortaya be .Yeter kafayı yiycem ya.
Gökhan: Ya hadi geriye dönelim.Ben hem korkuyorum,hem de midem bulanıyo.
Barış: Başlıycam şimdi midene de,sana da.
Berker: Kızların çıtı çıkmıyo.Kaç saattir korkuyorum da korkuyorum.
Gülşen: Ya boş verin onu da babamlar ne güzel yere göndermişler bizi böyle.Her bi b... var yani.
Barış: Al işte,Bu Berker’den beter.
Berker. Hadi hadi senide biliriz.Korkan arabaya geri dönsün.sonuna kadar bakıcam ben.
Gökhan: Yok yok.Tamam seninle geliyorum.
Barış: Kızlar?
Gülşen-Melis-Naz: Geliyoruz.
Devam ettiler.Arabaların yanından bi hayli uzaklaşmışlardı.
Barış: Bitmicek mi bu ya?Kaç kedi katletmiş şerefsiz.100 oldu mübarek be.
Sabırları son safaya gelmişti.Sinirden çatlıyorlardı.Yüzlerinde hafif bir tebessüm oluştu.Kedi yoktu.Sağa baktılar ,sola baktılar biraz ileriye gittiler yoktu.Etrafa iyice bi baktılar hiç birşey yoktu.Etrafta uzun uzun ağaçlardan başka birşey görünmüyordu.Bekledikleri şey yoktu.Birini bekliyorlardı belki de.Ama hiçbir şey yoktu.Sinirler gerilmişti.
Berker: Ne yani biz bunca yolu bunun için mi geldik.Gerizekalı ruh hastasının biri bu kedilere işkence etmiş buralara atıvermiş bizde salak salak takip ettik öyle mi?
Diycek bişeyi yoktu.Kimsenin diycek bişeyi yoktu.Kim böyle amaçsız birşeyi yapardı ki..Naz’ın çığlığıyla herkes irkildi..Bu belki sorularına cevap,belkide kafalarının daha çok karışmasına neden olacaktı...............
[i]
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :
Aktiflik Puanı:1696
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 2:58 am
yok bebem o kadardaa deell hem bn okuyom tekrardan
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 02/12/08
Mesaj Sayısı : 729
Nerden : mutlu insanlar diyarından
Aktiflik Puanı:1729
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 4:54 am
devam et yine başladım
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :
Aktiflik Puanı:1696
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 4:55 am
öccüüüüüüüü kıs hade koy eski bölümleri de başla yenilere bak meraklıyım zaten çatlatcan bizi hee
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 02/12/08
Mesaj Sayısı : 612
Nerden :
Aktiflik Puanı:1612
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 8:04 am
bende çok sevindim cnm dewamını dört gözle bekliorum(z)
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 06/12/08
Mesaj Sayısı : 536
Nerden :
Aktiflik Puanı:1536
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. C.tesi Ara. 06, 2008 9:42 am
Oww yasasin burdan dewm edioo!! 3. bolumu meraktan ole ole bekliomm
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Hepside kafalarını kaldırmış,donuk gözlerle o koskocaman ağaçlardan birinin yukarı tarafına bakıyorlardı.Ağaca asılmış bir ceset vardı ki buna insan demek zordu.Vücudunda kısım kısım yanıklar vardı.Boynu kesilmiş ama gövdeden koparılmadığı için yan tarafında sarkmaktaydı.Gözlerinin yeri kanla doluydu.Dikkatlice baktıklarında bunun ağaca asılmış değil bağlanmış olduğunu gördüler.Cesetin elleri yoktu.Kesilmemiş;koparılmıştı.Çünkü kolun koptuğu yerden damarlar sarkmaktaydı.Kolundan sarkanlar sadece damar değildi.Omzundan dirseğine kadar olan etler,kaslar geriye doğru sıyrılmış;dirsekten aşağıya doğru sarkıyordu.Sıyrılan kısmın yerinde kanlı kemikler gözüküyordu.Bu etleri geriye sıyırma işlemi bacaklarına da uygulanmış dizin aşağısındaki etler sıyrılmış aşağıya doğru sarkıyordu. Kimseden çıt çıkmıyordu.Sözler boğazlarında düğümleniyordu adeta .Olayın şokunu biraz da olsa atlatmış ne yapacaklarını düşünmeye başladılar.
Naz: Ben evime gitmek istiyorum.
Berker: Gidicez ama bu nolcak?
Barış: Annemlere anlatırız polislerle beraber geri geliriz.Bence bir an önce geri dönelim .Ben bu işkenceleri çekmek istemiyorum.
Hepside korkmuş olacak ki hızlıca arabalara koştular.Ne kadar fazla yol gittiklerini şimdi daha iyi anlıyorlardı.Git git bi türlü ulaşamıyorlardı yola.Kedilerde olmasa hiç bulamayacaklardı.Yaklaşık 10 dakika kadar gittikten sonra yola ulaştılar.Nefes nefese kalmışlardı.Nerede olduğunu iyice belli etmek için kanın olduğu tere ilk yardım kutusundaki tebeşirle işaretler çizdiler.Arabalara binip evlerinin yolunu tuttular.Uzun bir süre gittikten sonra artık şehir sınırlarına girmişlerdi.
Barış:Bu şehri bu kadar sevdiğimi bilmiyordum.Şu merkezi hele.Kaç saattir aynaya bakmaktan gözlerim şaşı oldu.O neydi öyle .Hala gözümün önünde ya.
Gülşen: Ben hiç bişey diyemiyorum.Çünkü olayın şokunu atlatabilmiş değilim henüz.
Melis: Sen bide bana sor ya.Kusucaktım az daha.Şimdi biraz geçti.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------_ Evlere varıpta her şeyi anlattıklarında aileleri inanmak istemedi ve uzun bir telefon muhabbetine girdiler.Baksak mı bakmasak mı diye ama sonunda bakmada karar kıldılar.İnanmıyorlardı aslında.Çünkü bu tür bi olayla karşılaşmak onlar için ancak hayal dünyasıydı vede orman evinde kalmak istemiyorlardı.Onun için böyle b şey söyleyip geri dönmek istiyorlardı.Çocukların polisle gitme ısrarlarına rağmen polislere haber vermediler.Eğer öyle bir şey yoksa polislere rezil olmak istemiyorlardı.Yola çıktılar .Hava kararmak üzereydi vardıklarında.Sonunda tebeşirle çizdikleri yer göründü.İlk varan Berker’in ailesiydi.Babasıda arabayı hızlı kullanırdı ve bu nedenle çabuk gelmişlerdi.Berker arabadan indiğinde sinirden çatlamak üzereydi.Sağa baktı.Sola baktı.Kıpkırmızı olmuştu.Diğerleri geldiklerindeyse onlarda bir sinir seline kapıldılar.Sonrasıysa korku.Tebeşirle çizdikleri yer burasıydı ama çizdiklerinde olanlar şimdi yoktu.Ne yolun ortasındaki kan ne de parçalanmış kediler.
Mustafa: Bizimle dalga mı geçiyorsunuz?
Berker: Baba yemin ederim ki yalan söylemiyoruz.Burdaydı işte.Burda kan vardı.Burda kediler.
Mustafa: Bu kadar rezillik yeter.Gidiyoruz.
Berker: Baba!
Mustafa: Bir şey deme bin arabaya.
Berker ormanın içine doğru koştu.Burada bi yerde olmalılardı.Hava biraz daha kararmış görüş azalmıştı.Ne kedi vardı.Ne kan izi .Ne de ceset.Babası arkasından bağırıyordu ama umrunda değildi.Yalan söylenmesinde nefret ediyordu ve şimdi ise yalancılıkla suçlanıyordu .Hemde babası tarafından.Herşeyi geçmiş artık onur mücadelesi olarak bakınıyordu etrafına.Bulmalıydı.Mutlaka bulucam diyordu içinden.Diğerleriniyse bir korku kaplamıştı.Bir yandan yalan söylemediklerini anlatmaya çalışıyor bir yandansa buradan bir an önce gitmek istiyorlardı.Çünkü bunu yapan bunları kaldırdıysa buraya gelmiş olmalıydı ve gitmemiş hala burada olabilirdi.Barış’ın gözünün önüne yine o ceset geldi.İrkildiğini hissetti.ani bir hareketle Berker’in gittiği yöne doğru koşmaya başladı.Eğer katil buralardaysa ona da bir şeyler yapabilirdi.Nefesinin tıkandığını hissetti.Bir yandan koşuyordu bir yandan da Berker’e sesleniyordu.Sesi çıkmıyordu.Ne kadar bağırsada.Derken bir gölge gördü ve o tarafa doğru koşmaya başladı.Ailelerdeyse gerilim artmıştı.Çocukları ağaçların içinde kaybolup gitmişti.Onları bulmak için peşlerinden gitmeleri gerekiyordu.Telefonlarınıda ellerinden almışlardı.Barış sonunda Berker’i bulmuştu.Sarıldı ve bir şey söylemeden kolundan tutarak geldiği yöne doğru koşmaya başladı.Berker şaşırmıştı.Ama onunda kendinde olmadığı belliydi.
Berker: Barış bırak kolumu.Hadi arayalım.Burda kediler.
Barış: Abicim kafayı mı yedin ya .Nerdeyse nerde.Artık kedi falan umrumda değil.Varsın anam babam yalan söyledi bilsin ama ben burada ölmek istemiyorum.Katil burada bi yerlerde .Belkide bizi bekliyor.Şimdi annemlerle geri dönüyoruz ve hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.Ben burada ölmek istemiyorum.anladın mı?Ölmek istemiyorum!
Yola vardılar.Aileleri meraklı gözlerle onlara bakıyordu.Birşey demeden arabalara bindiler.Bunca işkence yetmezmiş gibi aileleri onlara bir işkence daha katmıştı.Tüm yalvarıp yakarmalarına rağmen geri dönmediler kararlarından.Geriye dönecekti çocuklar.Yani orman evine. O cesetin ,ölü kedilerin olduğu,katilin olduğu ormandan geçeceklerdi.Kabus bitmemişti.O akşam buluşup uzun uzun konuştular.Belkide gerçekten yoktu.Halisülasyon görmüşlerdi ve kendilerini buna inandırdılar.
Gülşen: Tamam millet ya.Asmayın suratınızı.Öff içime daral geldi.Yok bişey .Hepimiz kafayı yemişiz işte.Hani geçen gün film izlemiştik ya .İşte etkisinde kalmışız.Ondan oldu.Yarın gidiyoruz.Bir güzel tatilimizi yapıp yaz sonu dönüyoruz.Güzel bir ev diyor annem.Geçinir gideriz işte.Ekmek elden su gölden.
Barış: Gerçekten öyle midir?
Gülşen: Öyledir tabi canım siz benden de korkak çıktınız ha.Hiç öyle eti sıyrılmış adam mı olur.Kim yapar zaten.
Berker: Peki sence niye hepimiz aynı şeyi gördük ?
Gülşen: Aynı filmi izlediğimizdendir! Hadi dağılın.Uykum geldi .Eve gidip yatıcam.
Birbirlerinden ayrıldılar.Evlerine geldiklerinde aileleriyle hiç konuşmadılar.Güzel şeyler düşünerek gördüklerini unutmaya çalışıyorlardı.Sabah istemeye istemeye uyanıp yola çıktılar.Yine ormana geldiklerindeyse yüzlerindeki tedirgin bakış fark ediliyordu.Konuşmuyorlardı.Uzuuuuun bir yolculuktan sonra eve vardılar.Gölün kenarında üç katlı şirin bir evdi.Sabah 5 gibi yola çıkmışlardı ve saat henüz 9 du.Göl sabahın o beyaz ışıklarında öyle güzel gözüküyordu ki.Suyu çok berraktı.Balıklar parıldıyordu.Yavaş yavaşta halisülasyon gördüklerine inanmaya başlamışlardı.Bundaki en büyük etkense etrafın güzelliğiydi.Eşyalarını yerleştirdiler.Melis’le Gülşen kahvaltı hazırlarken Naz odaları düzenliyordu.Yapılcak pek bişey yoktu.Ev için getirdikleri eşyaları yerleştirdi ve tüm odalara lavantalı oda parfümünden sıktı.Her yer mis gibi lavanta kokuyordu.Erkeklerse dışarıyla ilgilendiler.En alt katta kocaman bir balkon ardı.Buradan gölden balık bile tutabilirlerdi.Çünkü gölün dibine kadar uzanan ahşap tabanlı bir balkondu bu.Masaları yerleştirdiler.Kızların hazırladığı kahvaltıyı taşıdılar.Saat 11 olmuştu.
Barış: Acayip acıkmışım beee.
Gülşen : Aynen.Şu mis gibi orman havasıda insanı daha bi aç hissettiriyo.
Berker: Bence o orman havası değil Naz’ın oda parfümünün havası.
Naz: Kötü mü oldu sanki.Mis gibi kokuyo işte.
Gülüşe gülüşe yemeklerini yediler.Bu onlar için öğle yemeğiydi ama hazırlaması kolay olsun diye kahvaltı yapmışlardı.Gölün kenarında yemekse ayrı bi zevk katmıştı bu yemeğe.Korkuyu atmışlardı artık.Bu kadar güzelliğin içinde ne olabilirdi ki? Bulaşığıda hallettikten sonra televizyonun karşısında toplandılar.Bu evdeki tek eğlence buydu çünkü.Ama hepside televizyondan sıkılmıştı.Esniyorlardıda zaten.Uykuları gelmişti belli ki.İnsan yol yorgunu hep böyle olmaz mı?Odalarına çıkıp derin bir uykuya daldılar.
Odasından dışarıya çıktı.Tüm ışıklar kapalıydı.Belli ki kimse uyanmamıştı daha.Acıktığını hissetti.Yavaş yavaş merdivenden aşağıya indi .Işıkları yaktı.Mutfağa girdi.Kendine bir şeyler hazırladı.Bardak almak için uzandığında gözü pencereye takıldı ve öylece kaldı.Bu gerçek olamazdı .Yoksa kabus yine mi başlıyordu.Yolda gördüklerini sandıkları kedi gibi bir kedi vardı.Beyaz ve aynı işkenceler yapılmış.Etrafı kan olmuş bir kedi.Derin derin nefes almaya başladı.Kabus başlıyordu.Ciğerleri göğüs kafesine sığmıyordu sanki.Kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.Hızlıca dışarıya çıktı.Kedinin yanına yaklaştı.Hafif bir yağmur çiseleniyor kedinin üzerindeki kanları sıyırıyordu.Bir ses duyar gibi oldu ve arkasına döndüğünde yanılmadığını anladı.Ağaçların arasında bir gölge dolaşıyordu.O tarafa doğru koşmaya başladı.Etraf karanlıktı.Mavimsi tonda sisli bir karanlık vardı.Ağaçların içinde bir o tarafa koşturdu bir bu tarafa.Yağmur iyice bastırmıştı.Bir an durdu.Islanınca alnına dökülen saçların parmaklarının arasına alarak geriye götürdü dikkatlice etrafına baktı.İşte yine görmüştü o gölgeyi.Bu kez gölge değildi ama.Görebiliyordu onu.Üzerinde çaput gibi ayağına kadar uzanan bir pardesü vardı.Çöplüklerde yaşayan alkoliklere benziyordu.Kafasında aynı külüstürlükte bir şapka vardı.O tarafa doğru koşmaya başladı.Korkmuyordu.Ölcekse ;ölmek, kalcaksa;yaşamak istiyordu.Bu oyun bitsin istiyordu.Ama gölge yine kaybolmuştu.Biraz daha koştu ve yine durdu.Karanlık ve yağmura aldırmadan ileriye bakıyor ;onu görmeye çalışıyordu.Ensesinde bir sıcaklı hissetti.Kafasını yana çevirdi.Sonunda bulmuştu gölgenin sahibini.Oyun bitiyordu işte.Kafasını çevirdiği için namlu artık ensesinde değil şakağındaydı.Adamın yüzünü göremiyordu.Şapkası ve yüzüne doladığı atkıdan sadece gözleri gözüküyordu.Adam bir şey söylemiyordu.Berker’inse söyleyecek durumu yoktu.Yine kelimeler boğazında düğümlenmişti.Yine sesi çıkmıyordu.Dikkatlice adamı seyretmekten başka bir şey yapamıyordu.Adam parmaklarının tetiği götürdü.Yavaşça bastırdı.Berker sonunun geldiğini anlamıştı.Etrafındaki mavi karanlığa baktı.Derin bir nefes aldı ve gözlerini yumdu sonsuz mavi karanlığa……
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Bir an Barış’ın sesini duyar gibi oldu.Kafasını geriye çevirdiği anda bir silah sesi gecenin derinliğinde kaybolup gitti.Önce hafif bir acı hissetti.Beynine ilerleyen bir iğneydi bu sanki.Bu acıyı iliklerinde hissediyordu.Bitsin istiyordu.Barış’ın sesini yine duydu.
Barış: Uyansana!
Gözlerini açtı.Barış onu sarsmaktaydı.
Barış: Olum kaç saattir uyuyon ya.Uyancak diye bekliyoruz;tık yok.Seni beklerken açlıktan geberecektik az daha.
Etrafına baktı.Odasında ve yatağındaydı.Ağaçların arasında değildi.Elini şakağına götürdü.Acıyı hala hissediyordu.Yatağından kalktı.Yavaş adımlarla pencerenin önüne gitti.Perde kapalıydı.Hafiften bir korku hissederek perdeyi yavaşça açtı.Rahatlamıştı.Hiç birşey rüyasındaki yani kabusundaki gibi değildi.Yağmur yağmıyordu ve havada henüz tam kararmamıştı.
Barış: Olum piskopata sardın iyice bee.Hadi lan acıktım diyorum.
Berker: Tamam be.
Lavaboya doğru ilerledi.Arkasında da Barış.
Barış: Ne ayak lan.Ne gördün rüyanda da böle oldun? Seni seniiiiii
Berker: Öküz
Elini yüzünü yıkayıp odasına geri döndü.Üzerine bir ceket alıp aşağıya indi.
Gülşen: Nerdesin lan .Ne uykuymuş be.Aç geberdik sayende.
Berker: Millette de ne çene var beee.
Yine gülüşe gülüşe yemeklerini yediler.Aradan 1- 1 buçuk saat geçmişti.
Berker : Melis nerde?
Naz: Dışarıda
Dışarıya çıktı.Elinde gitarı ,balkonun çitine oturmuş bir şeyler çalıyordu.Etraf öyle güzeldi ki;birden içine bir huzur doluverdi.Melis’in yanına oturdu.Etrafa iyice bir göz gezdirdi.Ay o gece tüm güzelliğiyle gökyüzünde parlıyordu.Gölün berrak suyuna vuran ışıklar olduğu gibi geri yansıyıp göle ayrı bi güzellik katıyordu.Gecenin bu vaktinde etrafta oldukça aydınlıktı.Gitarıyla meşgul Melis’e bi baktı.O akşam o da etraf gibi ayrı bi güzeldi.Belki daha önce de böyleydi ama bunu yeni fark ediyordu.İlk defa ona böyle bakıyordu.
Berker: Niye bu kadar sessizsin?
Melis: Bilmem.Bir el tutmak istersin ya bazen.Ya da birine sarılmak.İşte tamda öyle bi anda ,tam da öyle bi gece öyle bi soğuk olur ki dünyan öyle bi donar ki gözlerin cehennem bile çözemez artık o buzları.
Berker: Her şey bitebilir korkma sarıl bana ,her şey yalan ama boşver elimi tut.
Barış: Noldu serenat mı yapıyonuz?
Birbirlerine öyle bi dalmışlardı ki Barış’ın geldiğini fark etmemişlerdi bile.
Barış: Berker.. Senle biraz konuşalım mı?
Berker: Olur..
Barış: Yalnız..
Melis: Ben içeriye gidiyodum.
Berker: Yok yok .Biz şöyle bi dolaşır geliriz.
Barışla beraber ağaçların arasına doğru yürüdüler.
Barış: İçerde konuşsaydık ya .Böle karanlıkta dolanıyoruz.
Berker: Senin derdin karanlık diil.
Barış: Bişey de kaçsın gözünden bee.
Berker ‘ in sabırsız bakışlarını fark edince konuya girdi.
Barış: Berker.. Hani Gülşen dedi ya dün..
Berker: Ne dedi?
Barış: Ya bi çarpılma ,tırsma dan falan bahsetti ya..
Berker: Hııı.
Barış: Bi açıklık getirsen diorum.Sen öle şeylerden pek etkilenmezdin de.
Berker: Konuşmasak??
Barış: Olmaz!
Berker ‘’ Peki ‘’ dedi ve derin bir nefes alarak söze başladı.
Berker: Gitmiştik ya hani benzin almaya.Siz bekliyodunuz.İşte tam alıyorum benzini Melis tutturdu gitar diye.Biz öle tartışırken yoldaydı kız işte.Öyle tatlı,öyle sevimliydi ki anlatamam.Hele o üstündeki beyaz elbisesiyle tam bi Melekti yani ve Bora sayesinde melekte oldu.
Barış: Nee?
Berker: Evet .Bora. Emre ‘yle yarışıyolardı.Kızı ezdi geçtiler abicim.Gözümün önünde.Farketmiyo benmişim Bora’ymış.Sonuçta kız öldü.Bizde yapıyoduk Bora’yla.eğlendiğimizi de sanıyoduk.Bora’nın yerinde ben olabilirdim ve o kızı…. Vicdan azabı çekiyorum anladın mı?Belki de bu yüzden bilmiyorum acayip acayip rüyalar görmeye başladım.
Barış: Biraz önceki halin ondan mıydı?
Berker: Evet. Çok saçma ama .Böle katil falan buluyomuş bizi vesayre işte.
Barış: Her şey bu kadar güzelken ben hala korkuyorum.Ne bilim bak etraf ne güzel aydınlık.Gündüz gibi ama ben şu an öyle bi tırsıyorum ki anlatamam.Senin rüya şu anki durumumda hiç kalır.
Berker: Aynen ne zaman atlatcaz bunu çok merak ediyorum.Hadi dönelim artık.İyice tırstım ben.
Tam dönüyorlardı ki duydukları kedi sesiyle oldukları yerde donakaldılar.
Berker: Sanki tüm kanım vücudumdan çekiliyo gibi.
Barış: Hissetmiyorum ama yanlış mı duyduk?
Yavaşça ve korkuyla arkasını döndü.Biraz olsun rahatlamıştı.Önünde küçücük turuncu bir kedicik vardı.Akşamın karanlığında boncuk boncuk olan gözleri iyice kocamanlaşmış bir şekilde tüm sevimliliğiyle onlara bakıyordu.Barış eğilip kediyi kucağına aldı.
Barış: Canlı bi kedi görmek ne güzel.Eve götürelim mi?
Berker: Bilmem
Barış: Noldu lan sen severdin kedileri.
Berker: Bende bişey sevcek hal mi kaldı?
Kediyle beraber eve döndüler.İlk başta kedicikten biraz korksalar da daha sonra kalmasına karar verildi.Sabaha kadar derinnn bi uyku çektiler.Öyle derin bi uykuydu ki uyandıklarında saat 11 olmuştu.Birbirlerini uyandıraraktan aşağıya indiler.
Barış: Siz kahvaltıyı hazırlasanız da biz biraz yürüsek??
Gülşen: Öff hep kaytarcanız mı böyle?
Barış: Hadi ya bugünlük.??
Gülşen: İyi iyi ben çayı koyuyom.
Barış’la Berker dışarıya çıktıklarında gördükleri karşısında şok oldular.O besberrak göl gitmiş yerine kan gölü gelmişti.Su kırmızıya dönmüştü .İçerdekileri de çağırıp göle yaklaştılar . Melis: Şimdi ben burada mı yüzücektim Berker?
Berker: Ne bilim yaa..
Gölde timsah vardı.Yanlış duymadınız.TİMSAH. Ölüydü ama.Gölün kırmızılığı da bundan geliyordu.Karnı yarılmıştı ve içi bomboştu.
Barış: Gülşen nerde ya? Gülşennn!
Naz: Dur dur merak etme.Lavaboya çıktı.
O sırada Gülşen’in acı çığlığı duyuldu.
Barış: Gülşennnn!
Flood için özür dilerim ama iki bölüm tek mesaja sığmıyodu.Bugünlük bu kadar. Yarın bir bölüm daha koyarım. Koymazsam Ebru öldürür beni zaten
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 06/12/08
Mesaj Sayısı : 536
Nerden :
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 06/12/08
Mesaj Sayısı : 536
Nerden :
Aktiflik Puanı:1536
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Ptsi Ara. 08, 2008 4:41 am
Ne zmn yb merakla beklediiim icin
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Aktiflik Puanı:1430
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Ptsi Ara. 08, 2008 6:26 am
Bayram ya o açıdan koymiyim dedim zaten eskiki bölümler bitmedi daha:D
5. BÖLÜM
Gülşen çığlık çığlığa bağırıyordu..Hepsi birden koşarak sesin geldiği yere doğru gittiler.Katilin Gülşen’e bişey yaptığını düşünüyorlardı.Gülşen’in yanına gidince bunun doğru olmadığını anladılar.Gülşen mutfaktaydı.Önündeki bulaşık suyuna bakarak ağlıyordu.
Barış: Gülşen noldu??
Gülşen cevap vermiyor öylece ağlıyordu.Yanına yaklaşınca gerçeği oda gördü.Pencerenin yukarısında bir ceset vardı.Bu bulaşık suyuna yansımıştı.
Barış: Buldu…
Berker: Neyi buldu?
Gökhan: Ya noluyo?
Barış: Ya burda.Yine buldu bizi.
Olayı anladıklarında koşarak dışarıya çıktılar.Pencerenin önüne gittiler.Cesetin vücudu mosmor olmuştu.Omzunda diş izleri vardı.Vücudundan birçok et parçası kopmuş,yerini kan almıştı.Vücudu derin derin yarıklarla kaplıydı.
Berker: Bu timsahın içinden mi çıktı???
Barış: Neyden çıktı bilmiyorum ama gidelim buradan .
Naz: Gidelim.Ben ölmek istemiyorum.
Berker: Annemler bizi geri göndericekler.İnanmazlar .Geri dönmek için yaptığımızı sanırlar.Gidip onları çağırıcaz gelicez yine ormandaki cesede dönücek.Hayal değildi işte.Değildi…
Barış: Napıcaz abi?
Berker: Ben burda kalim siz gidin .Haber verir gelirsiniz.
Barış: Saçmalama .Sana burda bişey yaparsa nolcak?
Berker: Bilmiyorum.Ama burda birimiz kalmazsa,annemler inanmayıp bizi burda kaderimize bırakıcaklar.
Barış: O zaman kaderimize katlanırız.
Gökhan kapıda göründü.Anahtarları getirmişti.Geri dönceklerdi.Berker’se kalmak konusunda ısrar ediyordu.
Berker: Götürsek ya bu cesedi yanımızda?
Barış: Harbiii.Hiç aklımıza gelmedi.
O sırada evin arka tarafından gelen gürültü beyinlerindeki fikirleri bir toz bulutu gibi dağıtıverdi.Korkuyla kendilerini arabalarına attıkları gibi evin yolunu tuttular.Yolun kenarında yine ara ara kediler vardı.O işkence görmüş kediler…Berker nasıl olduysa arkada gidiyordu ve tek başınaydı.Elleri ,beyni,tüm vücudu kitlenmişti.Gözünün önünden bir film gibi küçük kızın çarpılması ve rüyasındaki adam geçiyordu.Son olarakta kurşun .Acısını uyandığındada hissettiği kurşun..Hızı gittikçe düştü.Barış’lar Berker’in geride kaldığının farkında bile değildi.Bir an önce eve varmak istiyorlardı.Berker’se donuk bir yüz ifadesiyle yavaş yavaş yolda ilerliyordu.Yolun kenarındaki ağaçlar,ve ara ara gözüken ölü kediler,gözünün yan tarafından geçiyor gibiydi.Elleri titremeye başladı.Derken tüm vücudu.Bir an gözü ibreye takıldı.90’ı gösteriyordu.Ne ara hızlandığını düşündü.Ayağını gaz pedalından çekerek hızı düşürdü.Kafasını kaldırdı.Yolun ortasındaki gölgeyi fark etti.Bu bir gölge değil her tarafı çaputa benzer giysilerle kaplanmış bir adamdı.Tıpkı rüyasındaki gibi..Adama o kadar yaklaşmıştı ki son anda durumun farkına vardı ve ani bir hareketle direksiyonu sola kırdı.Araba bir ağaca çarptı.Ön kaput ve motor hasar görmüş olmalıydı ama farkında değildi.Çünkü bayılmıştı.Sol şakağından kanlar akıyordu.Bir süre kafası direksiyona dayalı ve baygın bir şekilde yattı.Gözlerini yavaşça açtı.Başı hem dönüyor hem acıyordu.Direksiyonun üzeri kan olmuştu,tişörtü de.Beyninden kan çekiliyordu sanki.Bastığı zemin kaybolup gitti.Yerçekimine karşı bir savaş veriyordu sanki.Elini yavaşça kapının koluna uzattı ve kendine doğru çekti.Şanslıydı kapı kitlenmemişti ve oraya sıkışıp kalmamıştı.Ama hareket etcek gücü kendinde bulamıyordu.Sol ayağını arabanın dışına atabildi.Yavaşça arabadan çıktı.Derin bir nefes aldı.Dengesini korumaya çalışıyordu.Her an düşcek gibiydi.O anda çarpmak üzere olduğu adam aklına geldi.Korkuyla irkildi.Arkasını döndü.Karşısındaydı işte.Öylece donuk gözlerle kendisini izliyordu.Yine aynı duyguyu yaşıyordu.Nefret ediyordu bundan.Yine tüm vücudundaki kan çekiliyor gibiydi işte.Adama dikkatlice baktı .Başka yapabilceği bir şeyde yoktu zaten.Adamın elinden,Berker’in alnından yere damla damla kanlar akıyordu.Kendisi yaralanmıştı ama bu adamın elindeki kan neydi.Adamın gözleri alev alev parlıyordu.İleriye doğru bir adım attı.Berker yutkundu ve gözlerini birkaç saniyeliğine kapatıp açtı.Adam yoktu.Arkasına baktı yine yoktu.Şimdi karşısında,Bora’nın çarptığı küçük kız duruyordu.O sarı bukle saçlarıyla,bembeyaz teni ve beyaz elbisesiyle.Ellerini arkasında birleştirmiş,yüzünde çok şeker bir gülümsemeyle Berker’e bakıyordu.Birden bir şefkat duygusu beliriverdi içinde.
Berker: İsmin ne senin?
Melek: Melek
Berker küçük kıza yaklaştı.Önüne geldi.Bir dizini yere dayayarak çöktü.
Berker: Peki burda napıyosun?
Melek: Seni koruyorum.
Aklı iyice karışmıştı.Buda ne demekti şimdi.Kızın elini avucunun içine aldı.Bir ıslaklık fark etti.Kafasını eğip ellerine baktı.Melek’in eli paramparçaydı.Yüzünde bir dehşet ifadesiyle sordu:
Berker: Eline noldu?
Melek: Araba elimin üzerinden geçti.
Bir soru daha sormaya yeltenmişti ki kızın konuşmaya başlaması onu engelledi.
Melek: Hadi artık geri dön.
Berker: Nereye,neden?
Melek: Gerçeğe.Çünkü araban yanıyor.
Arkasını döndü.Arabası yanmıyordu.
Berker: Ne gerçeği? Hem araba yanmıyor.İyi misin sen?
Şaşkındı.Küçücük bir kızdan duyduğu bu sözler çok etkilemişti onu.Arabasına geri döndü.Biraz dengesini kaybeder gibi oldu.Başını tuttu ve gözlerini kapadı.Bir süre bekleyip gözlerini açtı.Arabanın içinde oturuyordu.Nasıl olduğunu anlamadı ve o an Melek’in ‘’gerçeğe dön’’ sözleri kulağında çınladı. .Başı hem dönüyor hem acıyordu.Direksiyonun üzeri kan olmuştu,tişörtü de.Beyninden kan çekiliyordu sanki.Bastığı zemin kaybolup gitti.Yerçekimine karşı bir savaş veriyordu sanki.Elini yavaşça kapının koluna uzattı.Aynı şeyler aynı acılar.Bir an gözü ön kaputa ilişti.Hafif hafif alevler çıkıyordu.Bir aceleyle başını dengede tutmaya çalışarak arabadan indi.Bagajdan bu alevi söndürmek için su almaya döndüğünde,ürperdiğini hissetti.İşte o çaput giymiş adam yine karşısındaydı.Yine donuk gözlerle ona bakıyordu.Ama bu kez bir fark vardı.Elindeki silahı Berker’in alnına doğrultmuştu.Göz göze geldiler.Adamın gözündeki alevleri görebiliyordu.Tetiği hafifçe çekti ve Berker yine gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.Ardından ormanın sessizliğinde kaybolup giden bir silah sesi………
Mod
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 06/12/08
Mesaj Sayısı : 536
Nerden :
Aktiflik Puanı:1536
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Salı Ara. 09, 2008 9:07 am
Ya piiiiiiiiiiiss.. Off.. Çok kötüsün.. EN HEYCANLI YERDE.. YB YB YB İSTİORUMMM
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Aktiflik Puanı:1430
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Salı Ara. 09, 2008 10:17 am
Sende koyuyon en heyecanlı yerde.Sen yeni bölümü koy ben de koyucam
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Aktiflik Puanı:1430
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Çarş. Ara. 10, 2008 1:20 am
Neyi sölicen olacakları mı?.Malum sitede buraya kadar gelmiştim ki Sende çatlarsın inşalllllaaaahhhh
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :
Aktiflik Puanı:1696
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Çarş. Ara. 10, 2008 6:08 am
niee çatlıcamm bee şey olmamışmıydıı bu silah patladı ama hayalmişş sora hayalden uyanınca başında gerçekten ağrı hissetmiş yalan mı hee yalan mı böle deilmiydiii hıııı ???
Mod
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 04/12/08
Mesaj Sayısı : 430
Nerden :
Aktiflik Puanı:1430
Konu: Geri: ..:::Korku Etütü:::.. Perş. Ara. 11, 2008 3:08 am