Konu: Esen Rüzgar-Gerekçeli Kararları Perş. Ara. 11, 2008 7:32 am
Yılın Yapımı: Bana Bir Picasso Gerek (Duru Tiyatro) Duru Tiyatro yapımı olan Bana Bir Picasso Gerek, karanlık bir mahzende oynanan tiyatro sanatı adına apaydınlık bir oyun. Bir oyunun iyi bir oyun olma kriterlerinin tümünü kapsayan kusursuz bir yapım. İyi kurgulanmış dopdolu bir metin, zekice oluşturulmuş diyaloglar, sanat ve savaş kavramları üzerine çıkarımlar, başarılı bir reji, çok düzgün ve sahici oyunculuklar, farklı bir dekor tasarımı, mizansenle izleyiciyi etkileme başarısı ve iki kişilik olmasına rağmen hiç düşmeyen tempo. Oyunu hâlâ izlemeyenlere size kesinlikle bir Picasso gerek diyor ve yılın yapımı oyumu Bana Bir Picasso Gerek oyunundan yana kullanıyorum.
Yılın Yönetmeni: Mehmet Ergen (Şeylerin Şekli/Akbank Sanat Yeni Kuşak Tiyatro) Sanat ve aşk kavramlarını sorgulayan oyun; her şey sanatın konusu olabilir mi, sanatta sınır nereye kadar, maksada ulaşma yolunda her yol mübah mıdır? Sorularıyla zihni meşgul eden bir oyun. Yönetmen Ergen, yurtdışı tecrübelerini bu oyunla Türk izleyicisiyle paylaşıyor. Mehmet Ergen, Aksanat’ın kısa bir süre önce en alt katını teknolojiye kaptırdığı elde kalan diğer katlarını kullanıyor oyun boyunca. Üç kata ayrılan oyunda izleyiciyi oyun içinde sürükleme başarısını, oyundaki enerjiyi, ayrıca metni ve oyuncuları değerlendirmedeki yeteneğini etkileyici bulduğumu belirtir, genç kuşak seyirciyi tiyatronun içine alma çabasını da takdire şayan bularak yılın yönetmeni oyumu Mehmet Ergen’den yana kullanırım.
Yılın Kadın Oyuncusu: Ayça Bingöl (Bana Bir Picasso Gerek/Duru Tiyatro) Bir oyunun başarısında oyuncuların payı büyük elbette. Ayça Bingöl’ün başarılı oyunculuğu olmasaydı Bana Bir Picasso Gerek bu kadar etkileyici olabilir miydi düşünmek gerek. Alman hükümetini temsil eden Bayan Fischer’in amacı daha doğrusu kendisine verilen görev Picasso’nun resimlerinden birini önce tespit etmek sonra da yok etmektir. Picasso hayranı olan, onun resimleri konusunda uzman bir kadının bu görev sırasındaki önce sert ve mağrur ifadesinin daha sonra nasıl bir duygusallığa dönüştüğünü Ayça Bingöl üzerinden seyretmek oldukça etkileyiciydi. Bingöl, özellikle mimikleriyle hatta kimi sahnelerde gözleriyle oynadığı ve fazlasıyla içselleştirmeyi başardığı Fischer rolünün hakkını verdi. Sert görünümünün altındaki hassas kadını çıkarmakta zorlanmadı. Ben de hiç zorlanmadan Yılın Kadın Oyuncusu Ayça Bingöl, diyorum.
Yılın Erkek Oyuncusu: Sezai Altekin ( Bana Bir Picasso Gerek/Duru Tiyatro) Uzun bir aradan sonra sahnelere dönen Sezai Altekin, iddialı bir rolle izleyiciyle buluştu ve iddialı bir oyunculuk sergiledi. Altekin, Picasso’yu normalin üstünde bir performans sergileyerek canlandırdı. Oyun başındaki tereddütlü halleri, oyun içindeki iniş çıkışları, bir sanatçı karakterin duygu patlamalarını sahici olarak yansıtmayı başardı. Altekin, ilerlemiş yaşına rağmen uzun diyaloglarla yüklü metni üstelik tek perdede hiç sekmeden izleyiciye aktardı. İkilinin uyumunu görüp Ayça Bingöl mü Sezai Altekin’i bu oyunculuğa taşıyor, yoksa Sezai Altekin mi Ayça Bingöl’ü başarılı kılıyor, buna tam karar veremiyorum, ama Yılın Erkek Oyuncusu kararımı Sezai Altekin olarak veriyorum.
Yılın Oyun Yazarı: Nesrin Kazankaya (Profesör ve Hulahop/Tiyatro Pera) Yazmış olduğu oyun metinlerinde genellikle Türk siyasi tarihinden beslenen, dönem tespitlerini yerinde yapan, genç kuşağa tiyatro sanatı aracılığıyla yakın tarihimizi anlatma başarısı gösteren kalemi güçlü bir yazar Kazankaya. Kahramanlarını tarihsel boyutta değerlendirmekten öte onların psikolojik derinliklerine inerek toplumla ve kendileriyle yüzleşmelerini sağlayan karakterler yaratan ve bu karakterleri oyun kurgusu içinde yerli yerinde kullanmayı başaran Kazankaya’nın, geçen sezon Şerefe Hatıralar’daki metin başarısını bu sezon da Profesör ve Hulahop için söylemek mümkün. İki kişilik oyundaki aydın kişinin bir dağ başında geçmişiyle yüzleşmesi kurgusunu başarılı bulduğumu belirtir, yılın oyun yazarı oyumu Nesrin Kazankaya’dan yana kullanırım.
Yılın Çevirmeni: Şükran Yücel (Bana Bir Picasso Gerek/Tiyatro Duru) Oyunun başarısındaki en önemli etkenlerden biri de çeviridir şüphesiz. Akıp giden kıvrak çevirisi, anlatım bozuklukları içermeyen düzgün cümleleri, sahiciliğini yitirmeyen zekice diyalogları nedeniyle Bana Bir Picasso Gerek oyununun çevirisini başarılı bulduğumu belirtir, Amerikalı yazar Jeffrey Hatcher’ın yazdığı metni Türkçeye kazandıran Şükran Yücel’i yılın çevirmeni olarak aday gösteririm.
Yılın Sahne Tasarımcısı: Barış Dinçel (Tekrar Çal Sam/İ.B.B. Şehir Tiyatroları) Barış Dinçel’e ait olan gösterişli dekor, özenli ve emekli bir çalışmanın ürünü. Bir sinema adamının evini tamamen yansıtan, kırmızı objelerle de sıcaklaşan dekor oldukça başarılı. Film afişleriyle ve ayrıntılarla zenginleşen ana dekorda, sahne değişimleri işlevsel bir şekilde yapılıyor. Arka plandaki yeşil fayanslarıyla banyo dekoru da gerçekçi bir mekan tasarımını destekliyor. Sinema ruhunun yansıdığı dekoru beğendiğimi belirtir, yılın sahne tasarımı oyumu Barış Dinçel’den yana kullanırım.
Yılın Giysi Tasarımcısı: Gülhan Kırçova ( Bir Şehnaz Oyun/İstanbul Devlet Tiyatrosu) Dönem oyunlarındaki sahiciliği yansıtmak bunu yaparken de renk uyumunu ve canlılığı elden bırakmamak adına Bir Şehnaz Oyun’un giysi tasarımını başarılı bulduğumu belirtir, yılın giysi tasarımı oyumu Gülhan Kırçova’dan yana kullanırım.
Yılın Işık Tasarımcısı: Yüksel Aymaz (Venedik Taciri/Tiyatro Pera) Geçen sezon Şerefe Hatıralar oyununda da çok başarılı bir iş çıkaran ama ödülü kıl payı Fatih Mehmet Haroğlu’na kaptıran Yüksel Aymaz, bu sezon Venedik Taciri’yle yine düzgün bir ışık oluşturdu. Oyunun ilk sahnesindeki yemek masasıyla göze çarpan ışık düzeni oyun boyunca aksamadan devam etti. Aymaz, derinliği ve açıları iyi ayarlıyor ve yılın ışık tasarımcısı oyu benden Yüksel Aymaz’a gidiyor.
Yılın Oyun Müziği: Çiğdem Erken (Savaş İkinci Perdede Çıkacak/İstanbul Devlet Tiyatrosu) Bir piyano (Ayça Daştan) ve iki viyolonselden (Tansu Eğinlioğlu ile Derya Davulcu) oluşan minimalist orkestra yalın, ama derinliği olan ve ruha işleyen bir oyun müziğiyle karşımıza çıkıyor. Özellikle ölüm ve ayrılış sahnelerinde beliren, oyunculardan solist Nazlı Uğurtaş’ın güçlü sesiyle müzikalite daha anlamlı hale geliyor. Çiğdem Erken, seçimini hüzünlü ama etkileyici notalardan yana kullanıyor. Ben de seçimimi Çiğdem Erken’den yana kullanıyorum.
~Admin~
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 30/11/08
Mesaj Sayısı : 696
Nerden :