En derin acıların bile zamanın yoğurduğu hamur içinde giderek bir gülümsemeye dönüştüğüne, hepimiz – kendi hayatımız içinde de – tanık olmuşuzdur. Yüzyılların imparatorluğunun perdesini bir daha açılmamak üzere kapatacak olan sürprizlerin yaşandığı İstanbul’ dayız. İstanbul’ daki son büyük cümbüşte.. “Şu Çılgın Türkler” in yazarından bir tiyatro başyapıtı.. “Güzel hanımlar, zarif beyler.. hoş geldiniz.. Herkes yerini alsın, başlıyor gösterimiz.İki perde, tekmili birden.. Saz, caz, bando, mızıka, raks, dans, pantomima,. Yaşasın müdüriyet.. Bir de cabadan ön oyun.. Bugün her şey bol kepçe.. Ne hikmetse.. Sözü özü güzel hanımlar, zarif beyler; sürmeli, gamzeli, işveli, cilveli, inanmazsanız buyrun..”